
Boşanma Davalarında Kadınların Hakları Nelerdir?
Evlilik birliğinin çeşitli nedenlerle sona ermesi bazen kaçınılmaz hale gelir. Tarafların ortak yaşama isteğini kaybetmesi durumunda süreç boşanma davasına dönüşür. Boşanma süreci hem kadınlar hem de erkekler için yıpratıcı olabilir; ancak uygulamada kadınlar açısından bazı sosyal ve ekonomik zorluklar daha ağır yaşanabilir.
Türk Medeni Kanunu, boşanma davalarında kadınlara çeşitli haklar tanımaktadır. Bu haklar, kadınların boşanma sürecinde ve sonrasında maddi ve manevi olarak korunmasını amaçlar. Kadınlar boşanma sürecinde haklarını bir boşanma avukatı aracılığıyla savunabilir; ancak kendi haklarını da bilerek hareket etmeleri sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlar.
Kadının Tazminat Hakkı
Boşanma davalarında kadınlar, maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. Maddi tazminat talebi, boşanma nedeniyle mevcut veya beklenen menfaatlerin kaybı hâlinde gündeme gelir (TMK m. 174/1). Bu talebin kabulü için kadının kusursuz veya karşı tarafa göre daha az kusurlu olması gerekir.
Manevi tazminat ise, boşanma sürecinde kişilik haklarının zedelenmesi hâlinde talep edilebilir (TMK m. 174/2). Özellikle aldatma, şiddet, hakaret gibi durumlar manevi tazminatın temelini oluşturur. Mahkeme, her iki tazminat talebini de tarafların kusur durumlarına göre değerlendirir.
Kadının Velayet Hakkı
Boşanma durumunda, ortak çocukların velayeti aile mahkemesi tarafından karara bağlanır. Velayetin kime verileceği belirlenirken ebeveynlerin kusur oranlarına değil, çocuğun üstün yararına bakılır (TMK m. 336).
Çocukların yaşı, gelişim düzeyi, anne-baba ile olan ilişkileri, eğitim ihtiyaçları gibi kriterler dikkate alınır. Uygulamada küçük yaştaki çocukların velayeti çoğunlukla anneye verilmekte, ancak bu durum mutlak değildir. Her somut olaya göre karar verilir.
Kadının Nafaka Hakkı
Boşanma davalarında kadınların çeşitli nafaka türlerinden yararlanma hakkı vardır:
- Tedbir nafakası: Dava süresince kadının geçimini sağlamak amacıyla bağlanır (TMK m. 169).
- Yoksulluk nafakası: Boşanma sonrası yoksulluğa düşecek olan kadına, kusursuz ya da daha az kusurlu olması hâlinde ödenir (TMK m. 175).
- İştirak nafakası: Velayet kendisine verilen kadına, çocukların ihtiyaçlarını karşılaması için ödenir (TMK m. 182).
Nafaka miktarları tarafların ekonomik durumuna göre hâkim tarafından belirlenir ve zamanla uyarlanabilir.
Kadının Mal Paylaşım Hakkı
1 Ocak 2002 sonrası evlilikler için yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir (TMK m. 202). Evlilik süresince edinilen mallar, eşit şekilde paylaşılır. Kadın, evlilik sürecinde edinilen taşınır, taşınmaz, araç veya banka hesaplarında pay hakkı elde eder.
1 Ocak 2002’den önce yapılan evliliklerde ise rejim mal ayrılığıdır. Ancak taraflar aralarında mal rejimi sözleşmesi yaparak farklı düzenlemelere gitmiş olabilirler. Bu nedenle evlilik tarihine göre mal rejiminin belirlenmesi önemlidir.
Kadının Ziynet Eşyalarını Talep Etme Hakkı
Kadının ziynet eşyası (düğün takıları) üzerindeki hakkı, yerleşik Yargıtay içtihatlarıyla açıkça korunmaktadır. Düğünde takılan takıların tamamı, kim tarafından takılmış olursa olsun kadına ait sayılır. Bu talepler için ayrı bir dava açılabileceği gibi boşanma davası içerisinde de ileri sürülebilir.
Yargıtay’a göre ziynet eşyası alacağı, eşya hukukuna dayalı bir alacak olup, evlilik içinde dahi geri verilmemesi hâlinde tazminat olarak talep edilebilir.
Boşanma sürecinde kadınların sahip olduğu haklar; maddi ve manevi tazminat, nafaka, mal paylaşımı, çocukların velayeti ve ziynet eşyalarının iadesi gibi birçok önemli başlıkta şekillenir. Bu hakların doğru bir şekilde kullanılması ve talep edilmesi için kadınların hukuki bilgiye sahip olması ve mümkünse deneyimli bir boşanma avukatı ile çalışması büyük önem taşır.