Miras
İzmir Miras Avukatı ve Miras Hukuku

İzmir Miras Avukatı Ramazan Sertan Safsöz
Ebeveynler, eşler ve yakın akrabalar hayat boyu emek verdiği malvarlığının adil biçimde aktarılmasını ister. Ancak ölüm anı, yalnızca duygusal bir kayıp değildir; aynı zamanda ciddi bir hukuk sürecini de tetikler. Bu süreçte karşımıza çıkan ilk sorun, mirasın kimlere ve hangi oranlarda geçeceğidir. Türk Medeni Kanunu, mirasın intikali ve paylaşımı konusunda ayrıntılı hükümler barındırır; fakat kanun metni, uygulamada pek çok soruya yanıt olmakta yetersiz kalabilir. İşte bu noktada “İzmir miras avukatı” unvanına sahip bir hukukçunun rolü devreye girer. Avukat, terekenin (ölen kişinin malvarlığı) fotoğrafını çeker, mirasçıların haklarını netleştirir, uyuşmazlık çıkmadan önce çözüm üretir veya ihtilaf büyüdüyse mahkeme önünde etkili savunma yapar.
Mirasın Devri ve Paylaşımı: Dosyanın İlk Adımda Sağlam Kurulması
Miras hukuku, üç temel sütun üzerinde yükselir: intikal, tespit ve paylaşım.
- İntikal (Veraset İlâmı) – İzmir’de bir kişi vefat ettiğinde mirasçılar ilk olarak Sulh Hukuk Mahkemesinden veya noterden “mirasçılık belgesi” alır. Bu belge, terekenin yasal sahiplerini resmî olarak belirler. Evraka yazılan oranlar, ileride tapu devri veya banka hesabı çözümünde esas alınır. Avukat, soybağını ve evlenme‑boşanma kayıtlarını detaylı tarayarak eksik mirasçı riskini ortadan kaldırır.
- Terekenin Tespiti – Veraset ilâmı alındıktan sonra sıra malvarlığının listesini çıkarmaya gelir. Gayrimenkuller, araçlar, banka mevduatları, hisse senetleri ve borçlar dâhil olmak üzere geniş bir envanter hazırlanır. UYAP, Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS), Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) ve bankalardan gelen yanıtlar, avukatın kullanacağı temel kaynaklardır. Şeffaf bir envanter, paylaşımın sağlıklı işlemesine zemin hazırlar.
- Paylaşım (Taksim) – Türk Medeni Kanunu kanuni mirasçıları saklı pay sistemiyle korur. Saklı pay, belirli mirasçıların—üstsoy, altsoy ve sağ kalan eş—vazgeçemeyeceği asgari orandır. Miras bırakan vasiyetname ile bu sınırı aşarsa, hak sahibi tenkis (indirme) davası açarak saklı payın geri verilmesini talep edebilir. Avukat, vasiyetin sınırlarını değerlendirir, noter veya el yazılı vasiyetnamenin şekle uygun düzenlenip düzenlenmediğini inceler ve gerekirse iptal davası açar.
Paylaşım aşamasında en sık karşılaşılan sorun, mal kaçırma (muvazaalı devir) iddialarıdır. Ölen kişi, ölümünden önce tapuda satış görünümüyle aslında bağış yaptığı bir devri üçüncü kişilere gerçekleştirirse, mirasçılar bu işlemin iptalini talep edebilir. Avukat burada satış bedeli‑rayiç değer karşılaştırması, banka havale kayıtları ve tanık ifadeleriyle muvazaayı ispatlamaya çalışır. Sayılar ve tarihler hâkimi ikna eder; dedikodu değil, belge konuşur.
Uyuşmazlık Türleri ve Stratejik Davalar
- Vasiyetnamenin İptali veya Tenkis Davası
Saklı payı ihlal eden vasiyetnameler, mirasçıların ekonomik güvenliğini zedeler. İptal davası beş yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğundan, avukatın ilk işlerinden biri süre kontrolüdür. Tenkis talebi ise tereke net değeri üzerinden hesaplanır; yanlış değerleme, talebin reddine kadar gidebilir. - Mirastan Mal Kaçırma (Muvazaa) Davası
Tapuda satış bedeli rayiç değerin çok altındaysa veya para alışverişi hiç yapılmamışsa, satış görünümündeki işlem bağış sayılır. Avukat, banka hareketleri, vergi beyanları ve noter belgeleriyle menfaat devrinin gerçek olmadığını ortaya koyar. İzmir’de özellikle hızlı gelişen gayrimenkul piyasası, değer değişimini belgelemeyi zorlaştırabilir; bu nedenle iyi bir eksper raporu vazgeçilmezdir. - Önalım (Şufa) Hakkı Davası
Paylı mülkiyette mirasçı, paydaş olmayan birine satış yapan mirasçıya karşı önalım hakkını kullanabilir. Dava, satışın tapuda tescilinden itibaren üç ay içinde açılmalıdır. Avukat, duyma tarihini doğru tespit eder; çünkü sürenin kaçırılması hakkı düşürür. - Ortaklığın Giderilmesi (İzale‑i Şuyu) Davası
Terekede paydaşlar elbirliği mülkiyetini sürdürmek istemiyorsa, aile içi tartışmalar büyümeden ortaklığın giderilmesi talep edilebilir. Dava, taşınmazın satılarak bedelin mirasçılar arasında paylaştırılmasıyla sonuçlanır. Avukat, taşınmazın değerini artıracak imar durumu araştırması yapar, dava öncesi uzlaşı önerir ve satış aşamasında ihaleyi yakından izler. - Tereke Borçlarından Sorumluluk
Alacaklılar, ölen kişinin borçları için mirasçılara başvurabilir. Mirasçı, borcun tereke varlıklarıyla sınırlı kalması için mirası “reddetme” veya “defter tutumu” seçeneklerini değerlendirebilir. Red için üç aylık süre esastır; geç kalındığında mirasçılar kişisel malvarlığıyla da sorumlu olur. Avukat, süreyi kaçırmamak adına hızlı hareket eder ve Sulh Hukuk Mahkemesine başvurur.
İzmir’de Miras Avukatı ile Çalışmanın Pratik Faydaları
Yerel Altyapı Bilgisi – İzmir tapu müdürlüklerinin yoğunluk takvimini, tereke denetimi yapan Asliye Hukuk Mahkemelerinin işleyişini ve noterlerin uygulama farklılıklarını bilen bir avukat, işlemleri bekleme kuyruğuna takılmadan yürütür.
Dijital Yetkinlik – UYAP entegrasyonu, elektronik tebligat (e‑tebligat) ve TAKBİS sorguları, fizikî evrak trafiğini en aza indirir. Bilişim sistemleri geçmişi olan bir hukukçu, bedel hesapları için Excel makroları, kıymet takdiri için coğrafi bilgi sistemleri (GIS) verilerini bile kullanarak dosyaya hız kazandırabilir.
Uzlaşma Becerisi – Aile içi davalar, ticari davalardan farklıdır. Duygusal boyut yoğundur. Avukat, mirasçıların birbirini “karşı taraf” olarak değil, ailenin parçası olarak görmesini sağlar. Uzlaşı protokolü, mahkeme kararından daha kalıcıdır; çünkü aile ilişkisini onarır, masrafı düşürür, süreyi kısaltır.
Vergi ve Harç Optimizasyonu – Veraset ve intikal vergisi matrahı doğru hesaplanmazsa yüzde onlara varan farklar doğabilir. Avukat, istisna tutarlarından yararlanır, borç ve alacak kalemlerini netleştirir, idareye fazladan ödeme yapılmasını önler.
Stratejik Zaman Yönetimi – Zaman aşımı, hak düşürücü süre ve faiz işletimi gibi takvim unsurları, miras dosyalarının gizli tuzaklarıdır. Avukat; tenkis, iptal, şufa, istihkak gibi davalarda süre takibini dijital ajanda ile yapar, müvekkili aşamalar konusunda düzenli bilgilendirir.
Uygulamada Sık Sorulan Sorular ve İpuçları
“Vasiyetnamenin saklı payı ihlal ettiğini nasıl anlarım?”
Önce terekenin tüm aktif ve pasifleri hesaplanmalı, net değer bulunmalıdır. Saklı pay oranı (örneğin altsoy için yasal payın yarısı) bu değere uygulanır. Vasiyetle bırakılan oran bu sınırı aşıyorsa tenkis davası düşünülmelidir.
“Mal kaçırma iddiası için hangi belgeler gerekir?”
Tapu satış sözleşmesi, banka dekontu, değerleme raporu ve tanık beyanları başlıca unsurlardır. Satış bedeli rayiç değerin çok altındaysa, ödeme gerçekten yapılmamışsa veya taraflar arasında akrabalık mevcutsa muvazaa olasılığı kuvvetlenir.
“Mirası reddetmek borçlardan tamamen kurtarır mı?”
Hayır. Red işlemi usule uygun yapılır ve yasal sürede (üç ay) tamamlanırsa mirasçılar kişisel malvarlığıyla sorumlu olmaz. Ancak bazı hallerde miras bırakanın borçları tereke mallarını aşabilir; bu durumda “terekenin tasfiyesi” yoluyla borçlar ödenip kalan değer mirasçılara geçebilir.
“İzale‑i şuyu davasında taşınmazı satmak yerine mirasçıların birine devretmek mümkün mü?”
Evet. Davadan önce veya sulh aşamasında mirasçılar arsa payı, tapu değeri ve ödeme planı üzerinde anlaşmaya varırsa ortaklık sona erer. Aksi hâlde mahkeme satışa karar verir ve bedel paylaştırılır.
“Vasiyetname el yazılı ise hangi şartlar aranır?”
Tamamı el yazısı olmalı, tarih (gün‑ay‑yıl) ve imza içermelidir. Makineyle yazılmış veya tarih‑imza eksik vasiyetname iptal edilir. Avukat, vasiyetin geçerliliğini noterden tasdikli nüfus kayıtları ve bilirkişi grafoloji raporlarıyla destekleyebilir.