Mansuroğlu Mah. 288/6 Sk. No: 12/2, Bayraklı / İzmir

Tehdit Suçu ve Telefonla Tehdit

20.07.2024
155
Tehdit Suçu ve Telefonla Tehdit

Tehdit Suçu (TCK m. 106): Tanımı, Unsurları ve Cezai Sorumluluk

1. Tehdit Suçu Nedir?

Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenmiş olup; bir kişinin, kendisinin ya da bir yakınının yaşamına, vücut bütünlüğüne, cinsel dokunulmazlığına veya malvarlığına yönelik haksız bir saldırı gerçekleştireceğini söyleyerek bir başkasını korkutmasıdır. Bu fiil, bireyin iç huzurunu, güvenlik duygusunu ve irade serbestisini tehdit ettiği için ceza hukukunun müdahale alanına girer.

2. Tehdit Suçu Kimlere Karşı İşlenebilir?

Tehdit suçu, herhangi bir kişiye karşı işlenebilir. Ancak zihinsel engelli veya algılama yeteneği gelişmemiş bireyler, tehdidi kavrayamayacağından, suçun doğrudan mağduru olmayabilirler. Fakat bu tür kişilere yöneltilen tehditler, onların yakın çevresinde korku ve panik yaratıyorsa fail yine cezai sorumluluk taşır.

3. Hangi Eylemler Tehdit Suçunu Oluşturur?

Tehdit suçunun oluşabilmesi için failin, haksız ve ciddi bir saldırıyı gerçekleştireceğini açıkça beyan etmesi gerekir. Örneğin:

  • “Seni öldüreceğim”

  • “Dükkanını yakarım”

  • “Kızına zarar veririm” gibi ifadeler suç teşkil eder.

İlginizi Çekebilir:  Karşılıksız çek cezalarını erteleme (istinaf)

Ancak hukuka uygun bir hakkın kullanılacağına dair uyarılar (örneğin, “Borcunu ödemezsen dava açarım”) tehdit olarak değerlendirilemez. Yine, soyut ve muhatapsız beyanlar da suçun unsurlarını oluşturmaz. Tehdidin belirli bir kişiye yönelmiş olması gereklidir.

Kanuni Dayanak: TCK m. 106

  • (1) Kişiyi, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut ya da cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

  • (2) Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine altı aya kadar hapis veya adli para cezası uygulanır.

4. Kişinin Yakınlarına Yönelik Tehdit Suç Sayılır mı?

Evet. Kişinin doğrudan kendisi yerine; eşi, çocuğu, kardeşi gibi yakınlarına yöneltilen tehditler de suç teşkil eder. Yargıtay kararları, bu tür tehditlerin de doğrudan mağdurda korku yarattığı gerekçesiyle cezalandırılabileceğini kabul etmektedir. Failin mağdurun yakınını hedef alması, tehdit suçunu ortadan kaldırmaz.

5. Gıyapta Tehdit Suçu Mümkün müdür?

Tehdit edilen kişi, tehdidin yöneltildiği anda orada bulunmasa dahi, eğer tehditten haberdar edilirse suç oluşur. Gıyapta tehdit suçunun oluşabilmesi için:

  • Beyan ciddi olmalı,

  • Mağdura ulaşmalı ve

  • Onu korkutmaya elverişli olmalıdır.

Eğer mağdur tehdidi hiç duymamış ya da öğrenmemişse, suçun manevi unsuru oluşmamış sayılır.

6. Tehdidin Gerçekleşmesi Gerekir mi?

Hayır. Tehdit suçunun oluşabilmesi için tehdit edilen saldırının gerçekleşmesine gerek yoktur. Tehdit eylemi, sözle veya davranışla beyan edildiği anda suç tamamlanır. Eğer tehdide konu eylem gerçekleştirilirse, bu durum farklı bir suçun (örneğin, kasten yaralama, mala zarar verme) gündeme gelmesine neden olur.

7. Tehdidin Ciddiyeti ve Gerçekleşme İmkânı

Tehdidin ceza hukuku açısından anlam kazanabilmesi için:

  • Ciddiyet taşıması,

  • Gerçekleşme ihtimalinin bulunması,

  • Mağdurda korku yaratmaya elverişli olması gerekir.

İlginizi Çekebilir:  Taksirle öldürme suçu ve cezası / İzmir Avukat

Fantastik veya imkânsız beyanlar (“seni Mars’a yollarım”) tehdit suçu kapsamında değerlendirilmez. Öte yandan mağdurun gerçekten korkup korkmadığı değil, tehdidin objektif olarak korkutucu olup olmadığı esas alınır.


Sonuç ve Değerlendirme

Tehdit suçu, bireylerin güvenliği ve psikolojik bütünlüğü için hayati öneme sahiptir. Kişinin kendisine ya da yakınlarına yönelen her türlü ciddi tehdit, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil eder. Suçun oluşabilmesi için tehdidin gerçekleşmesi gerekmez; beyan yeterlidir. Ayrıca tehdidin muhataba ulaşması ve somut bir korku yaratmaya elverişli olması gerekir.

Ceza avukatları, müvekkillerinin hem mağdur hem de sanık olarak karşılaştığı tehdit davalarında; olayın detaylarını, tehdidin içeriğini, yöneldiği kişileri ve muhatabın psikolojik durumunu dikkate alarak hukuki savunmalarını şekillendirmelidir.


Telefonla İşlenen Tehdit Suçu (TCK m. 106/1): Uygulamada Değerlendirme ve Yargıtay Kararları

Günümüzde iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte tehdit suçları çoğunlukla telefonla veya diğer uzaktan iletişim vasıtalarıyla işlenmektedir. Fail, mağdurla fiziksel olarak aynı ortamda bulunmaksızın, sesli arama, mesaj ya da görüntülü konuşma yoluyla tehditte bulunabilir. Bu durumda da Türk Ceza Kanunu m. 106 kapsamında cezai sorumluluk doğar.

1. Telefonla Tehdit Suçunun Unsurları

Telefon aracılığıyla işlenen tehdit suçunun oluşabilmesi için aşağıdaki unsurların sağlanması gerekir:

  • Tehdit beyanı doğrudan veya dolaylı şekilde iletilmiş olmalıdır.

  • Beyan, ciddi bir saldırı gerçekleştirme yönünde olmalı ve mağdura ulaşmalıdır.

  • Tehdit, failin sesli arama (konuşma), yazılı mesaj (SMS, WhatsApp) ya da sesli/görüntülü kayıtla ilettiği açık beyanlarla gerçekleşebilir.

  • Mağdur, tehdidin içeriğinden haberdar olmalıdır.

Burada önemli olan, tehdit içeriğinin gerçekleşme ihtimalinin mağdurda ciddi bir endişe doğuracak şekilde algılanmasıdır. Failin niyeti, kullanılan ifadelerin niteliği, olayın bağlamı ve taraflar arası ilişki bu değerlendirmede dikkate alınır.

2. Yargıtay Kararlarıyla Değerlendirme

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2018/14541 E., 2019/17491 K., T. 25.11.2019

Sanığın, eski eşini cep telefonuyla arayarak “Seni öldüreceğim, bu iş burada bitmeyecek” şeklinde beyanda bulunduğu olayda, tehdidin mağdurun hayatına yöneldiği ve ciddi korku yaratmaya elverişli olduğu kabul edilmiş, sanığın TCK m. 106/1 uyarınca cezalandırılması gerektiğine karar verilmiştir.

Bu kararda Yargıtay, telefonla yapılan tehdit beyanının mağdura ulaşmış ve mağduru etkilemiş olmasını suçun oluşumu için yeterli kabul etmiştir.

İlginizi Çekebilir:  Hakaret Suçuna Dair Merak Edilen Tüm Bilgiler

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2017/16914 E., 2020/10382 K., T. 22.09.2020

Sanığın, müştekiye çok sayıda tehdit mesajı gönderdiği, bu mesajlarda “Seni yerle bir ederim, sonun kötü olacak” gibi ifadeler kullandığı anlaşılmıştır. Yargıtay, bu durumda failin ısrarlı ve süreklilik arz eden telefon mesajlarıyla tehdit suçunu işlediği kanaatine vararak yerel mahkemenin mahkûmiyet kararını onamıştır.

Burada mahkeme, mesajların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Yani tehdit içerikli birkaç mesaj bile, birlikte ele alındığında suçun oluşmasına neden olabilir.


Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2016/12576 E., 2017/15712 K., T. 10.10.2017

Sanığın, cep telefonundan müştekinin sesli mesaj kutusuna “Ölümün benim elimden olacak” ifadesini bırakması üzerine açılan davada, tehdit eyleminin mağdurun haberdar olduğu andan itibaren oluştuğuna hükmedilmiş, tehdidin gerçekleşmesi için karşılıklı konuşma gerekmediği vurgulanmıştır.

Bu kararla Yargıtay, telefonla tehditin yalnızca canlı konuşmayla değil; sesli mesaj, mesaj kutusu kaydı gibi yöntemlerle de işlenebileceğini açıkça ortaya koymuştur.


3. Delil Değerlendirmesi ve Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Telefonla işlenen tehdit suçlarında en önemli sorun ispat aşamasında yaşanmaktadır. Aşağıdaki deliller, savcılık ve mahkeme tarafından dikkate alınır:

  • Çağrı kayıtları (HTS)

  • Ses kayıtları veya mesaj ekran görüntüleri

  • Tanık beyanları

  • Mağdurun tehdidin ardından gösterdiği davranışlar (şikayet, uzaklaştırma talebi vs.)

Ancak özel hayatın gizliliği ilkesi gereği, izinsiz ses kaydı ya da ekran görüntüsünün mahkemeye sunulması, bazen hukuka aykırı delil sayılabilir. Bu nedenle delil elde etme usulü de önem taşır.


4. Sonuç

Telefon aracılığıyla işlenen tehditler, TCK 106 kapsamında cezalandırılır ve failin cezai sorumluluğu doğar. Yargıtay, telefonla veya mesajla yapılan tehditlerin somut, ciddi ve mağdurda korku yaratmaya elverişli olması halinde suçun oluştuğu yönünde istikrarlı içtihatlar geliştirmiştir.

Bu nedenle, uygulamada mağdurların delilleri mümkün olduğunca hukuka uygun şekilde korumaları; sanıkların ise savunmalarını tehdit beyanının içeriği, kast unsuru ve mağdurun tepkisi üzerinden kurmaları önemlidir.

ETİKETLER: ,
Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Bir Yorum Yazın

Bilgi almak için bizi arayabilirsiniz.
Whatsapp
Safsöz Hukuk Bürosu
Safsöz Hukuk Bürosu
Merhaba!
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
1