
Hakaret suçu, bireyin toplumsal varlığının ayrılmaz bir parçası olan şeref, haysiyet ve itibarının korunmasını hedefleyen temel ceza hukuku normlarından biridir. Toplumsal düzenin temel yapı taşlarından biri olan bireyin kişilik hakları, yalnızca medeni hukukta değil, ceza hukuku düzleminde de güvence altına alınmaktadır. Bu bağlamda, TCK m.125-131 arasında yer alan hükümler yalnızca bireyin itibarına yönelen saldırıları değil; aynı zamanda demokratik toplum düzeninin gereklerinden olan düşünce özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki dengeyi de şekillendirmektedir.
Özellikle sosyal medya ve dijital iletişim araçlarının yaygınlaştığı günümüzde hakaret suçunun işlenme biçimleri değişmiş, fail ve mağdur arasındaki mekânsal mesafe ortadan kalkmıştır. Bu durum, suçun nitelendirilmesini ve delillendirilmesini daha da karmaşık hale getirmiştir. Dolayısıyla, ceza avukatları ve yargı mensupları açısından hakaret suçunun sınırlarının doğru belirlenmesi ve uygulamadaki gelişmelerin takip edilmesi önem arz etmektedir. Ayrıca bireyler açısından da ifade özgürlüğü sınırlarının farkında olunması, mağduriyetlerin ve cezai yaptırımların önlenmesi bakımından büyük önem taşır.
2. Hakaret Suçunun ve Davasının Tanımı
Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca, bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırı niteliği taşıyan somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi veya sövmek suretiyle bir kimsenin aşağılanması hakaret suçunu oluşturur. Bu tanımda iki temel eylem öne çıkar: somut fiil veya olgu isnadı ve sövme.
Madde 125 – (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Somut fiil ya da olgu isnadı, kişiye ilişkin gerçeğe aykırı veya küçük düşürücü bir olayın dile getirilmesidir. Örneğin, “sen hırsızsın” şeklindeki bir itham, doğrudan fiil isnadı anlamına gelir. Sövme ise herhangi bir fiil isnadı olmaksızın, doğrudan hakaret içerikli kelime veya tabirlerin kullanılmasını ifade eder. Bu bakımdan “aptal”, “şerefsiz” gibi sözcükler örnek olarak gösterilebilir. Çok fazla karıştırıldığı için, tehdit suçu konulu yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
3. Suçun Maddi Unsurları
Hakaret suçunun oluşabilmesi için mağdura yöneltilen ifadenin:
- Onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte olması,
- Kişiye somut fiil isnadı veya sövme yoluyla yöneltilmiş olması,
- Bir kişiye yönelik gerçekleştirilmiş olması gerekir.
Suçun mağduru gerçek kişi olmalıdır; tüzel kişilere hakaret suçu yöneltilemez. Ancak bir tüzel kişiliği temsil eden kişinin şahsına yönelik ifadeler, hakaret suçunu oluşturabilir.
Hakaretin, aleniyet kazanması halinde ceza artırılır. Bu, özellikle sosyal medya, televizyon gibi geniş kitlelere ulaşan iletişim araçlarıyla işlendiğinde gündeme gelir.
4. Suçun Manevi Unsuru
Hakaret suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Failin kastı, mağduru aşağılamak, küçük düşürmek ya da itibarsızlaştırmak yönünde olmalıdır. Taksirle hakaret suçu işlenemez. Bu nedenle sözlerin içeriği kadar, failin niyeti de önemlidir. Örneğin bir mizah programında kullanılan sözlerin, bağlamı göz önünde bulundurularak hakaret oluşturup oluşturmadığı değerlendirilir.
5. Nitelikli Haller
TCK m.125/3’e göre hakaret suçunun kamu görevlisine görevinden dolayı, din, mezhep, cinsiyet, siyasi görüş gibi nedenlerle işlenmesi, cezayı ağırlaştırıcı nitelikli haldir. Aleniyet (örneğin sosyal medya üzerinden veya kalabalık bir ortamda) de cezayı artırır.
Madde 125 – (3) Hakaret suçunun;
- a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
- b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaat, mezhep ve cinsiyet farklılıklarına dayanan saiklerle,
- c) Alenen,
İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
6. Hakaret Davalarında Suçun Aleni Şekilde İşlenmesi (TCK m. 125/4)
Aleniyet, suçun kamuya açık bir ortamda işlenmesini ifade eder. TCK m.125/4 uyarınca suçun alenen işlenmesi halinde verilecek ceza altıda bir oranında artırılır. Sosyal medya paylaşımları, YouTube videoları, kalabalık gruplar önünde yapılan konuşmalar bu kapsamda değerlendirilir.
7. Hakaret Davasında Şikâyet ve Zamanaşımı
Hakaret suçu, kural olarak şikâyete bağlı bir suçtur. Şikâyet süresi TCK m.131 uyarınca fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 aydır. Kamu görevlisine görevinden dolayı yapılan hakaret ise re’sen soruşturulur. Zamanaşımı ise genel dava zamanaşımı süresi olan 8 yıldır.
8. Hakaret Davasında Uzlaştırma
Hakaret suçu uzlaştırmaya tabi suçlardandır. Ancak nitelikli halleri kapsam dışında olabilir. Uzlaştırma süreci Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yürütülür. Taraflar uzlaşırsa dava düşer.
9. TCK m.127: İsnadın İspatı
Hakaret isnadı somut bir fiil veya olguya dayanıyorsa, fail bu isnadın gerçekliğini ispat ederse cezalandırılmaz. Ancak bu yalnızca kamu yararı bulunan isnatlar için mümkündür.
10. TCK m.129: Karşılıklı Hakaret
Tarafların karşılıklı olarak birbirlerine hakaret etmeleri hâlinde verilecek ceza indirilir veya her iki taraf da cezadan muaf tutulabilir. Hâkimin takdir yetkisi vardır.
11. TCK m.131: Şikâyet Süresi
Şikâyet süresi 6 aydır. Bu süre hak düşürücüdür. Mağdurun failin kim olduğunu ve hakaretin işlendiğini öğrenmesinden itibaren işlemeye başlar.
12. AİHM ve Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme
AİHM içtihatları, ifade özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki dengeyi sağlamak için yol göstericidir. Handyside v. United Kingdom kararında ifade özgürlüğünün yalnızca hoş karşılanan fikirleri değil; incitici ve rahatsız edici görüşleri de kapsadığı belirtilmiştir. Bununla birlikte, AİHM kararlarında kişisel saldırıların ve nefret söylemlerinin bu özgürlüğün dışında kaldığı da vurgulanır.
Yargıtay kararlarında da bu denge gözetilmiştir. Örneğin, Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2016/12800 E., 2017/9482 K. sayılı kararında, sosyal medyada yapılan “aptal müdür” paylaşımının kişisel eleştiri sınırlarını aştığı ve hakaret olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
13. Hakaret Suçu Davalarında Görevli Mahkeme
Hakaret suçuna ilişkin davalarda görevli mahkeme kural olarak Asliye Ceza Mahkemesi’dir. Bu durum, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca belirlenmiştir.
Madde 12 – Kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, Asliye ceza mahkemesi, sulh ceza mahkemesinin görevine girmeyen ve ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen tüm suçlara bakmakla görevlidir.
Hakaret suçu, ceza miktarı itibariyle ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suç tipi olmadığından, bu kural gereği Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülür. Ayrıca Sulh Ceza Hakimliği yalnızca bazı özel infaz ve koruma tedbirlerine yönelik kararları almakla görevli olduğundan, hakaret suçu esas yönünden Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanındadır.
Yargıtay da bu hususu istikrarlı biçimde kararlarında teyit etmiştir. Örneğin, Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2016/9321 E., 2017/8439 K. sayılı kararında, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçuna ilişkin davanın Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
14. Hakaret Suçunun Cezası
Suçun Niteliği | Ceza |
---|---|
Basit hakaret | 3 ay – 2 yıl hapis veya adli para cezası |
Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret | Alt sınır 1 yıl hapis |
Alenen hakaret | Altıdan bir oranında artırılır |
Somut isnadın ispatlanması hâli | Ceza verilmez |
Karşılıklı hakaret | Ceza indirimi veya cezasızlık |

Hakaret Suçu Ve Cezası
Hakaret suçu, bireyin toplum içindeki itibarı ve kişisel onurunu doğrudan ilgilendiren ve bu yönüyle de demokratik bir toplum düzeni içinde hassas bir denge kurulması gereken suç tiplerinden biridir. Türk Ceza Kanunu’nun 125 ila 131. maddeleri arasında düzenlenen bu suç, çok sayıda Yargıtay kararına konu olmuş; uygulamada çeşitli sorunlara ve tartışmalara neden olmuştur. Özellikle kamu görevlilerine yönelik hakaret, sosyal medya üzerinden işlenen eylemler, özel hayat kapsamında değerlendirilebilecek ifadeler ve eleştiri-hakaret ayrımı gibi meselelerde yargı içtihatları ve AİHM kararları büyük önem taşımaktadır. Hakaret suçunun özgü suç hallerinden birine ilişkin bilgi sahibi olmak isterseniz, Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Bu bağlamda, hem vatandaşların ifade özgürlüğü sınırlarını bilmeleri hem de ceza avukatlarının hakaret suçuna dair savunma stratejilerini doğru belirlemeleri gerekmektedir. Hakaret suçunun uzlaşma ve şikayet gibi usule ilişkin yönleri, ceza miktarına doğrudan etki eden unsurlar ile birlikte değerlendirilmelidir. Yargı kararlarıyla çizilen sınırlar ışığında, kişilik haklarına saygı temelinde bir iletişim ve hukuk anlayışının gelişmesi mümkündür.
Ceza hukukunun bu hassas alanında hak ve özgürlüklerin zarar görmeden korunabilmesi, ancak mevzuatın doğru yorumlanması ve uygulama birliğinin sağlanmasıyla mümkündür.