
Boşanma Davasında Tedbir Nedir? Hangi Tedbirler Alınabilir?
Boşanma davaları, sadece eşler arasındaki hukuki süreci değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve psikolojik dengeyi de etkileyen önemli bir süreci kapsar. Bu hassas dönemde tarafların mağduriyet yaşamaması adına Türk Medeni Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde çeşitli geçici tedbirler uygulanmaktadır.
Mahkemeler, boşanma davası devam ederken taraflardan birinin talebi üzerine veya re’sen bazı önlemler alarak sürecin sağlıklı şekilde ilerlemesini sağlar. Bu tedbirler yalnızca eşler için değil, varsa çocukların güvenliği ve menfaati açısından da büyük önem taşır.
Boşanma Davası Sırasında Alınabilen Başlıca Tedbirler
- Aile konutunun eşlerden birine özgülenmesi,
- Mali değerlerin korunmasına yönelik tedbirler,
- Geçici velayet kararı,
- Tedbir nafakası bağlanması,
- Şiddetin engellenmesine yönelik koruyucu tedbirler.
Bu tedbirlerin tamamı aynı dava sürecinde alınabileceği gibi sadece biri veya birkaçı da uygulanabilir. Mahkeme, başvuruya ve somut duruma göre karar verir.
1. Aile Konutunun Özgülenmesi
Boşanma davası açıldığında eşlerin birlikte yaşaması çoğu zaman mümkün olmaz. Bu durumda mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine aile konutunu eşlerden birine özgüler. Özgüleme kararında evin kimin adına kayıtlı olduğu ya da kira sözleşmesinde kimin adı geçtiği dikkate alınmaz. Esas alınan unsur, tarafların yaşam koşulları ve konut ihtiyacıdır.
Mahkeme, çocukların annesi ile birlikte yaşamasının menfaat oluşturduğunu düşünürse, konutu anneye tahsis edebilir. Böylece dava süresince eşlerin çatışmasının ve yeni mağduriyetlerin önüne geçilir.
2. Mali Konularda Alınan Tedbirler
Boşanma sürecinde bazı taraflar, ev, araba gibi malvarlıklarını elden çıkarmaya çalışır. Bu girişim, diğer eşin hakkını ihlal eder. Mahkemeler, boşanma davası devam ederken mal kaçırmayı önlemek amacıyla çeşitli mali tedbirler alır. Bunlar arasında taşınmazlara satış yasağı koyulması, banka hesaplarının dondurulması veya ortak mülkiyete ait malların korunması yer alır.
Böylece dava sonrasında oluşacak mal paylaşımı davası için eşitliğin korunması sağlanır.
3. Geçici Velayet Kararı
Boşanma sürecinde taraflar farklı konutlara taşındığında, çocukların kiminle yaşayacağı sorunu ortaya çıkar. Bu belirsizliği ortadan kaldırmak için mahkeme geçici velayet kararı verir. Geçici velayet talebinde bulunan tarafın çocukla ilgilenme kapasitesi, yaşam koşulları ve çocuğun yaşı dikkate alınır.
Ancak geçici velayet, nihai velayet kararını etkilemez. Mahkeme, çocuk için kişisel ilişki günleri belirleyerek diğer ebeveynin çocukla iletişimini sürdürmesini sağlar.
4. Tedbir Nafakası
Boşanma davası sürecinde taraflardan biri ekonomik açıdan mağduriyet yaşayabilir. Bu durumda mahkeme, ekonomik olarak zayıf durumda olan eş lehine tedbir nafakasına hükmedebilir. Tedbir nafakası, dava süresince ödenir ve boşanma kararıyla sona erer. Karar sonrasında mahkeme, ayrıca yoksulluk nafakası ya da iştirak nafakası bağlayabilir.
Tedbir nafakası talep eden eş, ekonomik durumunu belgelendirerek talepte bulunmalıdır. Mahkeme, karşı tarafın ödeme gücünü ve çocuğun varlığını da dikkate alarak miktarı belirler.
5. Şiddeti Önlemeye Yönelik Tedbirler
Boşanma sürecinde taraflar arasında gerilim artabilir. Fiziksel, psikolojik veya ekonomik şiddet ihtimali doğarsa mahkemeler koruma tedbirleri alabilir. Bu kapsamda alınabilecek önlemler:
- Şiddet uygulayan veya tehdit eden eşin uzaklaştırılması,
- İletişim yasağı (telefon, mesaj, sosyal medya),
- Ev, iş yeri veya okul çevresine yaklaşma yasağı,
- Geçici olarak çocukla görüşmenin sınırlandırılması veya durdurulması.
Bu tür kararlar, 6284 Sayılı Kanun uyarınca alınır ve ihlali durumunda hapis cezası da dahil olmak üzere ciddi yaptırımlar uygulanabilir.
Geçici Tedbir Kararları Kalıcı mı?
Hayır. Bu tedbirler dava süresince geçerlidir. Mahkeme, boşanma kararını verdikten sonra yeni hükümlere göre nafaka, velayet veya mal paylaşımı hakkında kalıcı kararlar alır. Geçici tedbir kararları bu hükümle birlikte yürürlükten kalkar.
Boşanma davalarında alınan tedbir kararları, yalnızca sürecin düzenli ilerlemesini sağlamakla kalmaz; aynı zamanda tarafların haklarının korunmasını da sağlar. Mahkeme, her iki tarafın da menfaatlerini ve özellikle çocukların üstün yararını gözeterek bu kararları verir. Taraflar, bu süreçte haklarını kaybetmemek ve doğru adımlar atmak için mutlaka deneyimli bir aile hukuku avukatından destek almalıdır.