Mansuroğlu Mah. 288/6 Sk. No: 12/2, Bayraklı / İzmir

Vasilik Görevini Kötüye Kullanma

14.10.2025
58
Vasilik Görevini Kötüye Kullanma
Vasilik görevini düzenleyen vesayet kurumu, hukuk düzeninde korunmaya muhtaç bireylerin menfaatlerini koruma işlevine sahip olan önemli bir müessesedir. Türk Medeni Kanunu (TMK), vesayet sistemini ayrıntılı biçimde düzenlemiş; kısıtlıların kişisel ve malvarlığına ilişkin işlerini yürütecek kişiye “vasi” adını vermiştir. Vasi, kısıtlının temsilcisi sıfatıyla onun hukuki işlemlerini yürütürken, hem kısıtlının çıkarlarını gözetmek hem de özen, sadakat ve hesap verme yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır.Bu makalede; vasilik kurumunun temel esasları, vasinin yükümlülükleri, bu yükümlülüklerin ihlali halinde doğan hukuki ve cezai sorumluluklar detaylı biçimde incelenecektir. Ayrıca, doktrinde yer alan görüşler, Yargıtay kararları ve uygulamadan örnekler üzerinden değerlendirmeler yapılacaktır.

Vesayet Kurumu ve Vasiliğin Hukuki Dayanağı

TMK m. 396: “Vasi, vesayet makamının gözetimi ve denetimi altında kısıtlının kişiliğine ve malvarlığına ilişkin bütün menfaatlerini korur ve kısıtlıyı temsil eder.”

Kanun koyucu, vasiye geniş bir yetki tanımış ancak bu yetkinin kötüye kullanılmasını önlemek için sıkı bir denetim sistemi öngörmüştür. Vesayet makamı (Sulh Hukuk Mahkemesi), vasinin tüm faaliyetlerini yakından takip eder; ayrıca denetim mercii (Asliye Hukuk Mahkemesi), itiraz ve şikâyet yollarıyla işlemlerin hukuka uygunluğunu gözetir.

Vasinin Temel İlkeleri

  • Sadakat yükümlülüğü: Vasi, kısıtlının yararını kendi menfaatinin önünde tutmak zorundadır.
  • Özen borcu: Tüm işlemler, basiretli bir yönetici gibi dikkatle yürütülmelidir.
  • Hesap verme yükümlülüğü: Her yıl vesayet makamına hesap sunmak zorundadır.
  • İzin alma zorunluluğu: Taşınmaz satışı, bağış, borçlanma gibi ağır tasarruflarda mahkeme izni şarttır.

Doktrinde Vasi’nin Sorumluluğu

Öğretide vasi, “kamusal güvene dayalı özel hukuk temsilcisi” olarak tanımlanır. Prof. Dr. Mustafa Dural’a göre vasi, idari bir görevi yerine getirmekte olup kamu düzeniyle doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle, vasinin görevini kötüye kullanması yalnızca özel hukuki sorumluluk doğurmaz; kamu düzenini ihlal eden nitelikte olduğundan cezai yaptırımı da gündeme getirir.

Diğer yandan, Prof. Dr. Turgut Akıntürk’e göre, vasilik görevini kötüye kullanma kavramı yalnızca hileli veya kastî eylemleri değil, ihmale dayalı davranışları da kapsar. Zira kısıtlının menfaati, vasinin aktif koruma yükümlülüğünü de içerir.

Vasilik Görevini Kötüye Kullanma Davaları

Vasilik görevini kötüye kullanma, vasinin sahip olduğu temsil yetkisini veya malvarlığı yönetim yetkisini, kısıtlının yararına değil; kendi menfaatine veya üçüncü kişilerin lehine kullanması anlamına gelir. Bu durum hem TMK kapsamında tazminat sorumluluğu hem de TCK kapsamında cezai sorumluluk doğurur.

Uygulamada Görülen Kötüye Kullanım Biçimleri

  • Vesayet makamının izni olmaksızın taşınmaz satışı yapmak,
  • Kısıtlının parasını kişisel harcamalarda kullanmak,
  • Belgesiz nakit çekimleri ve açıklama yapılmaması,
  • Kayıt dışı gelir elde etmek veya gelirleri bildirmemek,
  • Menfaat çatışmasına rağmen işlem yapmak,
  • Hesap vermemek veya gerçeğe aykırı beyanda bulunmak.

Bu eylemlerden biri dahi vasinin azline, tazminatla sorumlu tutulmasına ve bazı durumlarda hapis cezasına neden olabilir.

Hukuki Sorumluluklar

Vasilik Görevinin Tazminat Sorumluluğu

TMK m. 459 hükmü uyarınca vasi, kusurlu eylemiyle kısıtlıya zarar verirse, bu zararı tazminle yükümlüdür. Tazminatın kapsamı, doğrudan zararlar ve yoksun kalınan kazançları içerir. Zararın belirlenmesinde bilirkişi incelemesi esas alınır.

Örneğin, vasinin izinsiz olarak kısıtlının taşınmazını değerinin çok altında satması halinde, satış bedeli ile gerçek piyasa değeri arasındaki fark, tazminat konusu olur. Ayrıca, bu satış iptal edilse dahi uğranılan zararlar (örneğin işlem masrafları) tazmin edilir.

Vasilik Görevinden Alma (Azil)

TMK m. 483: “Vesayet makamı, görevini gereği gibi yapmayan vasiyi görevden alır.”

Görevini kötüye kullandığı tespit edilen vasi, mahkeme kararıyla azledilir. Görevden alınan vasi, yeni atanan vasiye karşı hesap verme yükümlülüğünü sürdürür. Ayrıca, vesayet makamı zararın giderilmesi için tazminat davası açılmasına karar verebilir.

İşlemlerin Geçersizliği

Vesayet makamının izni olmadan yapılan taşınmaz satışı, bağış veya borçlanma işlemleri, TMK m. 462 gereği mutlak butlanla batıldır. Bu nedenle, kötüye kullanım sonucu yapılan bu işlemler iptal edilir; taraflar iade borcu altına girer.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2018/7451 E., 2019/4321 K.: “Vasi, vesayet makamının izni olmadan yaptığı satış nedeniyle kısıtlının zarara uğramasına sebep olmuş; zararın tazminiyle yükümlü tutulmuştur.”

Vasinin Hukuki Ve Cezai Sorumluluklari

Vasilik Görevinin Hukuki Ve Cezai Sorumlulukları

Vasilik Görevini Kötüye Kullanma Suçları

Vasinin kötüye kullanımı, eylemin niteliğine göre Türk Ceza Kanunu kapsamında farklı suç tiplerine vücut verebilir. Bu nedenle her olay, kast, menfaat elde etme amacı ve kısıtlının zararına göre değerlendirilmelidir.

Suç Tipi Kanuni Dayanak Şartlar Yaptırım
Görevi Kötüye Kullanma TCK m. 257 Görevin gereklerine aykırı işlemle mağduriyet yaratma 6 aydan 2 yıla kadar hapis
Güveni Kötüye Kullanma TCK m. 155 Kısıtlının malvarlığının zimmete geçirilmesi 1 yıldan 7 yıla kadar hapis
Resmi Belgede Sahtecilik TCK m. 204 Hesap veya belge üzerinde sahtecilik yapılması 2 yıldan 5 yıla kadar hapis
Zimmet (Benzer Nitelikte) TCK m. 247 Kamusal güven ilişkisi altında parayı sahiplenme 5 yıldan 12 yıla kadar hapis

 

Vasinin hangi hukuka aykırı eyleminde hangi suç tipinin ortaya çıktığı hususu, vasilik görevini kötüye kullanma suçunun temel meselesidir. Yüksek mahkemeler bu konuda karmaşık ölçütlerle ve istikrarsız kararlar verebilmektedir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi 2023/606 E. 2024/2011 K.: Zimmet suçunun oluşmasında para veya eşyanın kişinin uhdesinde kalmış olması ile yetinilmeyip, olayın meydana geliş şekli de dikkate alınarak sanığın zimmet kastı ile hareket etmiş olduğunun da tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulmuş olması gerekmekte olup, sanıklardan … savunmasında, kısıtlı adına alınan araca ilişkin ödemenin … tarafından yapıldığı, aracın kısıtlıya ait parayla alınmadığı yönünde savunmada bulunması dikkate alınarak, suça konu aracın alımına ilişkin ödemenin kim tarafından yapıldığının aracı satan firmadan sorulması, ödemeyi yapan şahsın başkası olması halinde bu kişinin de usulüne uygun çağrılarak dinlenilmesi, yapılacak bu araştırma sonucuna göre sanıkların zimmet kastlarının bulunup bulunmadığı tartışılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle mahkumiyet hükümleri kurulması isabetsizdir.

 

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2022/7390 E. 2025/6223 K.: Suç tarihinde mağdur …’in vasisi olan sanığın, mağdura ait paranın belli miktarını vasilik görevi kapsamında çektiği ve mağdurun ihtiyaçları için harcadığı yönündeki aksi kanıtlanamayan savunması, mağdura ait paraların bir kısmının da sanık tarafından çekildiğinin sabit olmaması, sanık tarafından ibraz edilen harcama belgelerinin yaşanan sel felaketi nedeniyle okunamayacak durumda olması nedeniyle bilirkişi raporu alınma imkanı bulunmaması karşısında \”Şüphe sanık lehine yorumlanır.\” ilkesi uyarınca beraat kararına yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

 

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2022/9808 E. 2025/6491 K.: Sanık …’un, anne ve babası olan … ve …’e Tufanbeyli Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.02.2016 tarihli ve 2015/44 Esas, 2016/12 sayılı Kararıyla akıl hastalığı sebebiyle vasi olarak tayinine karar verildiği, 12.04.2016 tarihinde kısıtlı …’in bankaya bizzat giderek 59.620,00 TL’yi diğer kısıtlı …’in hesabına aktardığı, 16.06.2016 tarihinde kısıtlı olan …’in bankaya giderek vasi olan sanık … ve diğer sanık …’in şahit olarak gösterilmesiyle bankadan 105.180,00 TL çektiği, daha sonra sanık … ve diğer sanıklara paylaştırdığı iddiasıyla zimmet suçundan cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında; sanık hakkında zimmet suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de Tufanbeyli Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.02.2016 tarihli ve 2015/44 Esas, 2016/12 sayılı vasi tayinine dair Kararında kısıtlıların mal varlıklarıyla ilgili olarak tasarrufta bulunulması için vesayet veya denetim makamından izin alınması gerektiğinin vasiye ihtarına ilişkin bir ibarenin bulunmaması, kısıtlı …’in bankadan parayı bizzat çekmesi ile sanığın para çekimine ilişkin sadece şahit olarak gösterilmesi, sanığın ilkokul mezunu olması ve resmi daireler ile mahkemelerdeki işlemlere dair tecrübesinin bulunmaması gözetildiğinde, zimmet kastıyla hareket etmediği nazara alınmadan atılı suçtan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi, bozmayı gerektirmiştir.

 

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/20685 E. 2025/4359 K.: Sanığın katılanlar … ile …’ın kardeşi ve kendisine vasi tayin edilen katılan … ‘ın oğlu olduğu ve …’a sanığın Beyoğlu 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.09.2010 tarihli, 2010/508 esas, 2010/607 karar sayılı ilamı ile vasi olarak atanmasına karar verildiği, sanığın babası olan katılan …’a vasi tayin olunduktan sonra suça konu kısıtlı olan katılan …’a ait hisseli taşınmazları vesayet makamından izin almadan daha önce babası olan kısıtlı ve dava dışı annesi olan … tarafından kendisine yetki tanınan … 6.Noterliğinin 07.07.2006 tarihli, 20515 yevmiye nolu vekaleti kullanarak tapuda satış göstermek sureti ile annesi olan … üzerine tescilinin sağlandığı, böylece Beyoğlu 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin vasi atama kararı ile sanığın fiil ehliyetinin ortadan kalkmasına rağmen vesayet makamının yetkisi ile hareket edilerek satış izni alınıp buna göre işlem yapılması yerine vasilik kararından önce kendisine kısıtlı tarafından verilen vekaletname kullanılmak sureti ile 09.11.2010 tarihli ve 14507 yevmiye numaralı resmi senet ile satış yapmak suretiyle katılanların muhtemel miras haklarını haleldar edecek şekilde annesi olan dava dışı …’a menfaat sağlamak sureti ile üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği kabul olunan somut olayda; sanığın suçtan doğrudan zarar gören katılan …’ın oğlu olması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 167 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 5271 sayılı CMK’nın 223 ncü maddesinin dördüncü fıkrasının (b) maddeleri kapsamında şahsi cezasızlık hükümleri gereğince, hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyetlerine hükmedilmesi, bozmayı gerektirmiştir.

 

Doktrinde Görüşler

Ceza hukuku doktrininde vasinin konumu “kamu güvenine dayalı özel temsil” olarak görülmektedir. Bu nedenle vasinin kısıtlının malvarlığı üzerindeki tasarrufları, kamu görevlisine yakın bir sorumluluk rejimiyle değerlendirilir. Nitekim Yargıtay, kimi kararlarında vasinin fiillerini güveni kötüye kullanma değil, görevi kötüye kullanma kapsamında da değerlendirmektedir.

Vasilik Görevinin Kötüye Kullanımında Dava Örnekleri

  • Örnek 1: Vasi, kısıtlının taşınmazını piyasa değerinin altında satıp farkı şahsi hesabına aktarmıştır. Bu durumda hem tazminat hem de TCK m.155 kapsamında cezai sorumluluk doğar.
  • Örnek 2: Vasi, izin almaksızın borçlanma işlemi yapmış ve kısıtlının malvarlığına haciz konulmasına neden olmuştur. Eylem görevi kötüye kullanma suçu teşkil eder.
  • Örnek 3: Hesap vermemek, belgeleri gizlemek ve denetimden kaçınmak; azil sebebi olmanın yanı sıra resmi belgede sahtecilik suçu kapsamına da girebilir.

Vasilik görevini kötüye kullanma, hem özel hukuk hem ceza hukuku bakımından ağır sonuçlar doğurur. Vasi; sadakat, özen ve hesap verme yükümlülüklerine uygun davranmadığında, hem tazminat sorumluluğuyla hem de hapis cezasıyla karşılaşabilir. Uygulamada görülen davalar, vasinin bilinçli ihmal veya menfaat çatışması içinde hareket ettiğinde cezai yaptırımların kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.

Bu nedenle vasi; her tasarrufta mahkeme izni almalı, kısıtlının menfaatini esas almalı ve işlemlerini belgelendirmelidir. Ayrıca düzenli hukuk danışmanlığı alarak hata riskini en aza indirmelidir.

Avukat Desteğinin Önemi

Vesayet hukuku, teknik ayrıntılar ve sıkı yargısal denetim içeren bir alandır. Vasi, görevini yürütürken yapacağı her işlemin hukuki dayanağını bilmek, mahkeme izin süreçlerini yönetmek ve hesap verme yükümlülüğünü yerine getirmek zorundadır. Aksi halde hem kısıtlıya zarar verir hem de kendisi ağır sorumluluk altına girer.

Av. Ramazan Sertan Safsöz


Bu makale bilgilendirme amacı taşır. Somut olaylarda uzman bir avukattan profesyonel destek alınmalıdır.

ETİKETLER: , , , ,
Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Bir Yorum Yazın

Bilgi almak için bizi arayabilirsiniz.
Whatsapp
Safsöz Hukuk Bürosu
Safsöz Hukuk Bürosu
Merhaba!
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
1