
İşyerinde çalışanlar ile işverenler arasında düzenlenen iş sözleşmeleri yalnızca görev tanımlarını değil, tarafların birbirine karşı olan hukuki borçlarını da belirler. Bu sözleşmeler, 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde hazırlanır ve işçinin davranışlarına ilişkin temel yükümlülükler içerir.
İşveren, sözleşmede belirtilen yükümlülüklere aykırı davranan işçiyi, haklı nedenle işten çıkarabilir. Ancak bu durumda, işverenin kıdem ve ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğmaz. Peki, çalışanların işyerinde dedikodu yapması bu çerçevede değerlendirilebilir mi? Konuyu işçinin sadakat borcu ve Yargıtay kararları ışığında detaylıca ele alıyoruz.
İşçinin Sözleşmeden Doğan Temel Borçları Nelerdir?
İş sözleşmeleri, işçiye yalnızca ücret karşılığında görev tanımı yüklemez; aynı zamanda sadakat, özen, itaat, iş görme ve işyeri huzuruna katkı borcu gibi hukuki yükümlülükler de getirir. Bu borçlar, Türk Borçlar Kanunu m. 396’da genel ifadelerle tanımlanmıştır.
İş Görme ve Özen Borcu
İşçi, işini dikkatli ve özenli bir şekilde yerine getirmekle yükümlüdür. Bu borç yalnızca fiziksel işi yapmakla sınırlı değildir; işyeri düzenine, kurumsal itibara ve iş arkadaşlarına karşı da özenli davranış gerektirir.
İtaat Borcu
İşverenin yönetim hakkı kapsamında verdiği makul talimatlara uymak, işçinin görevidir. İş tanımı dışındaki angarya işler hariç olmak üzere işverenin emirlerine direnmek, işçinin yükümlülüklerini ihlal etmesi anlamına gelir.
Sadakat Borcu
En önemli ve hassas yükümlülüklerden biri sadakat borcudur. İşçi, işverenin ekonomik ve itibari çıkarlarına zarar verecek davranışlardan uzak durmalıdır. Yargıtay, bu borcu sıkça işveren aleyhine davranışlarda ölçüt olarak kullanmaktadır.
Yargıtay 9. HD, 2016/17215 E., 2017/10390 K.: “Sadakat borcuna aykırılık oluşturan eylemlerde, işverenin iş akdini haklı nedenle feshetme hakkı doğar.”
İşyerinde Dedikodu Yapmak Ne Anlama Gelir?
Dedikodu, üçüncü kişiler hakkında doğruluğu kesin olmayan bilgileri yaymak veya yayılmasına katkı sağlamak anlamına gelir. Bu davranış her ne kadar yaygın olsa da, işyeri ortamında ciddi sonuçlara neden olabilir. Özellikle;
- İşyeri huzurunu bozuyorsa,
- İş arkadaşlarının birbirine güvenini sarsıyorsa,
- İşveren veya yöneticiler hakkında yapılıyorsa,
- Kurumsal itibar zedeleniyorsa,
- Dedikodu yazılı mesajlaşmalarda belgeyle sabitlenmişse
bu durumda haklı nedenle fesih gündeme gelebilir.
Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme
Yargıtay 9. HD, 2015/19398 E., 2017/4355 K.: “İş arkadaşları hakkında asılsız iddialar dile getiren ve huzursuzluğa neden olan işçinin iş akdi, haklı nedenle feshedilebilir.”
Yargıtay 22. HD, 2014/27425 E., 2015/13284 K.: “İş arkadaşları hakkında dedikodu yaparak çalışma barışını bozan işçinin iş akdinin feshinde, kıdem ve ihbar tazminatı talebi reddedilmelidir.”
Bu kararlar ışığında dedikodu, sadakat borcuna aykırılık teşkil ediyorsa ve işyeri düzenini bozuyorsa, işveren açısından haklı fesih sebebidir.
Dedikodunun Delillendirilmesi Mümkün mü?
Birçok işçi, dedikodunun kanıtlanamayacağını düşünerek bu davranışın sonuç doğurmayacağına inanır. Ancak günümüzde WhatsApp yazışmaları, e-posta kayıtları, tanık beyanları gibi yollarla dedikodu eylemleri ispat edilebilir.
Yargıtay 9. HD, 2019/11723 E., 2020/2431 K.: “İş arkadaşları hakkında aşağılayıcı ifadelerin yer aldığı WhatsApp mesajları delil niteliğinde kabul edilmiştir.”
Dolayısıyla işveren, işyerinde huzursuzluk çıkaran bir işçiyi, sabit delillerle haklı nedenle işten çıkarabilir ve tazminat ödemek zorunda kalmaz.
İşyerinde Dedikodu Suç mudur?
İşyeri sınırlarında yapılan dedikodu eylemi her zaman ceza hukuku kapsamında suç teşkil etmese de, bazı durumlarda TCK m. 125 (Hakaret) ya da TCK m. 267 (İftira) kapsamında değerlendirilebilir. Bu durumda işçi yalnızca işini kaybetmekle kalmaz, cezai yaptırımla da karşılaşabilir.
Sonuç: Her Dedikodu İşten Çıkarma Nedeni midir?
Hayır. Her dedikodu işten çıkarma nedeni değildir. Ancak sistematik, huzuru bozan, kişi onurunu zedeleyen, işyeri düzenini tehdit eden türdeki dedikodular haklı nedenle fesih kapsamına girer. Bu nedenle işçiler, iletişimlerinde özenli ve saygılı olmalı; işyerinde özel hayat ile profesyonel hayatın sınırlarını korumalıdır.
İşverenler ise bu gibi durumlarda öncelikle yazılı uyarı, savunma isteme ve disiplin tutanağı gibi adli delil niteliği taşıyan belgeleri hazırlamalıdır.
İşyerinde dedikodu yapmak, kimi zaman basit bir davranış gibi görünse de; sadakat borcuna ve işyeri düzenine zarar verdiğinde haklı fesih sebebine dönüşebilir. Bu nedenle hem işçiler hem de işverenler, bu tür olaylarda dikkatli hareket etmeli, profesyonel hukuki destek almalıdır.