Eşlerden Bir Tanesinin Boşanmak İstememesi Durumunda Ne Olur?

Boşanma davaları, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde iki ana gruba ayrılır: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. Her iki davada da eşlerin sürece yaklaşımları önemlidir. Ancak uygulamada en çok kafa karıştıran konulardan biri, eşlerden birinin boşanmak istememesi durumunda sürecin nasıl ilerleyeceğidir. Bu makalede, boşanmak istemeyen eşin davranışlarının mahkemeye ve davaya etkileri detaylı şekilde ele alınacaktır.

Boşanma Davalarının Türleri

Boşanma davaları şu şekilde sınıflandırılır:

• Anlaşmalı Boşanma: Taraflar tüm konularda uzlaşır. Ortak hazırlanan protokol mahkemeye sunulur ve duruşmaya birlikte katılırlar.
• Çekişmeli Boşanma: Taraflar ya boşanma iradesinde ya da sonuçlarında (nafaka, tazminat, velayet, mal paylaşımı vb.) anlaşamaz. Kararı mahkeme verir.

Ancak bazen taraflardan biri boşanmayı istemediğinde ya da süreci bilerek aksattığında özel durumlar ortaya çıkar.

Anlaşmalı Boşanmalarda Eşin Duruşmaya Katılmaması

Kanun uyarınca anlaşmalı boşanma gerçekleşebilmesi için şu şartların birlikte sağlanması gerekir:

• Taraflar en az 1 yıl evli olmalıdır.
• Tüm konularda anlaşma sağlanmalıdır (nafaka, velayet, mal paylaşımı vb.).
• Taraflar duruşmaya birlikte katılmalı ve hazırlanan protokolü onaylamalıdır.

Bu şartlardan biri eksikse, mahkeme anlaşmalı boşanmaya hükmetmez. Örneğin taraflardan biri duruşmaya katılmazsa ya da fikir değiştirirse dava anlaşmalı olmaktan çıkar ve çekişmeli boşanma davasına dönüşür.

Çekişmeli Boşanma Davasında Duruşmaya Katılmayan Eş

Çekişmeli boşanma davalarında davayı açan taraf “davacı”, diğer eş ise “davalı” sıfatını taşır. Şu senaryolarla karşılaşılabilir:

Davacı Eş Duruşmaya Katılmazsa

Davacı eş duruşmalara katılmaz ve dosyayı takip etmezse mahkeme, bu ilgisizlik nedeniyle davanın düşmesine karar verebilir. Bu durumda dava yeniden açılabilir ancak zaman ve hak kaybı yaşanır.

Davalı Eş Duruşmaya Katılmazsa

Davalı eş mahkemeye katılmazsa dava devam eder. Mahkeme, yalnızca davacının sunduğu delilleri ve tanıkları değerlendirerek karar verir. Davalı, savunma hakkını kullanmadığı için süreç tek taraflı yürür. Bu tür durumlarda karar, gıyabi (tarafın yokluğunda) olarak verilir ve karar tebliğ yoluyla bildirilir.

Boşanma Davasında Dilekçeye Cevap Vermeme Durumu

Davalı eş, kendisine tebliğ edilen boşanma dilekçesine 2 hafta içinde cevap vermelidir. Bu süre içinde cevap verilmezse:

• Davalı, tanık gösterme ve delil sunma hakkını kaybedebilir.
• Mahkeme, yalnızca davacının sunduğu beyanları dikkate alarak karar verebilir.

Bazı durumlarda hâkim, davalının cevap dilekçesi vermemiş olmasını, davayı kabul ettiği yönünde değerlendirebilir. Bu nedenle cevap dilekçesi süresi büyük önem taşır.

Boşanmak İstemeyen Eş Dava Açılmasını Engelleyebilir mi?

Hayır. Eşlerden birinin boşanmak istememesi, diğer eşin boşanma davası açmasını engellemez. Her birey, evliliğin kendisi için çekilmez hâle geldiğini düşünüyorsa bu gerekçeyle mahkemeye başvurabilir.

Boşanmak istemeyen eş:

• Boşanma nedenlerini reddedebilir,
• Delil yetersizliğine dayanabilir,
• Evli kalmak istediğini beyan edebilir.

Ancak nihai kararı mahkeme verir. Hakim, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve ortak hayatın sürdürülmesinin imkânsız olduğunu tespit ederse boşanmaya karar verir.

Sonuç

Boşanma sürecinde eşlerden biri istemese dahi dava süreci ilerler. Davalının savunma haklarını kullanmaması, duruşmaya katılmaması ya da dilekçeye cevap vermemesi davayı durdurmaz. Bu nedenle boşanmak istemeyen eşin hukuki haklarını doğru ve zamanında kullanması gerekir.

Boşanma gibi hayatı derinden etkileyen süreçlerde profesyonel destek alınması önemlidir. Alanında uzman bir boşanma avukatı süreci hem hak kaybı yaşanmadan hem de daha hızlı şekilde sonuçlandıracaktır.

Av. Ramazan Sertan SAFSÖZ