Evlenmemiş Çiftlerin Hakları ve Sahip Olunan Çocuğun Durumu

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik yalnızca resmi nikâhın var olması durumunda sayılmaktadır. Bu sebepledir ki Medeni Kanun ile tanınan ve evlilik süresinde eşlere yüklenen sorumlulukla evliliğin sonlanması halinde ortaya çıkan sonuçlar ve elde edilecek olan hakların talep edilebilirliği sadece resmi nikâhın bulunması durumunda söz konusu olacaktır.

Ülkemizde evlenmemiş çiftlerin hakları ve sorumluluklarına dair çıkan problemler dini nikâh ya da imam nikâhı olarak isimlendirilen uygulamalar sonrasında yaşanır. Çiftler, aralarında dini nikâh yaptıktan sonra birlikte yaşamaya başlarlar. Bu nikâhın resmiyette hiçbir geçerliliği olmamaktadır. Bu sebeple de birlikteliklerde çocuk sahibi olunması durumunda çocuklar hukuk sistemine göre evlilik dışı çocuk olarak kabul edilmektedir.

İmam nikâhı dinin gereklileri olarak görüldüğünde uygulandığında herkes buna saygı duymalıdır. Ancak hukuk sistemini reddederek yalnızca dini nikâhı kabullenmek hukuk alanında elde edilen hakların tamamından mahrum kalmak anlamına gelir.​​​​

Evlilik Dışı Çocukların Hukuktaki Yeri

Çiftler resmi nikâh ile evlenmişlerse evlilikleri süresinde sahip oldukları çocuklar evlilik birliği içerisinde doğmuş olarak nitelendirilmektedir. Evlilikte koca konumunda olan erkekler kendiliğinden çocuğun babası sayılacaktır. Eğer aksi bir durum iddia ediliyorsa soy bağının reddi davaları açılmalıdır. Bu davalarda iddiaların tamamının kanıtlanması şarttır.

Kadın evlilik birliği devam ederken kocasının dışındaki bir kişiden çocuk sahibi olursa çocuğun babası hukuk düzenimizde kadının resmi nikâhlı eşi olacaktır. Soy bağının reddi davaları bu durumda devreye girer ve çocuğun babasının farklı bir kişi olduğu kanıtlanmalıdır.

Çocuklar eğer evlilik dışı olarak dünyaya gelmişlerse tanıma yoluyla çocuk ile baba arasında ilişki kurulacaktır. Şayet çocuğun başka bir erkekle soy bağı bulunuyorsa bu soy bağı geçersiz kılınmadıkça tanımanın gerçekleşmesi de mümkün olmamaktadır.

Tanıma işlemlerinin de iptali mümkün olmaktadır. İptal davalarının anne ve çocuğa karşı açılması gerekli olmaktadır. İptali gerektiren durumun oluşması yahut durumun öğrenilmesi ya da tanımaya sebebiyet veren olayın kişinin korkutulması şeklinde gerçekleşmesi durumunda, korkunun etkisinin ortadan kalkmasından sonra 1 yıllık süreçte ve her halde tanımadan sonra 5 geçmesi durumunda iptal davası açma hakkı ortadan kalkmaktadır.

Baba çocuğu tanıyor ise babalık davasının açılması gerekir. Açılan davalarda çocuk ile baba arasında bir soy bağının olup olmadığına mahkemeler karar verecektir.

Evlilik Dışı Çocuk İçin Nafaka Talebinde Bulunmak Mümkün mü?

Evlilik dışı çocuk sahibi olma durumunda ilk yapılması gereken işlem çocuk ile baba arasında soy bağının kurulmasıdır. Bu bağın kurulmasının ardından baba, çocuğun nüfus bilgilerinde görünmeye başlar. Bu statüye ulaşıldıktan sonra baba ile anne arasındaki ilişkinin durumu ne olursa olsun çocuklar için nafaka talep edilebilmektedir.

Buna karşılık babaya da velayet hakkı tanınmıştır. Evlilik dışı çocuk sahibi olunduktan sonra soy bağının kurulması ardından babalar velayetin kendilerinde kalması için başvuruda bulunabilirler. Bunun kararı mahkemeler tarafından verilecek ve verilen karara her iki tarafın da uyması gerekecektir.

İmam Nikâhlı Eş Tazminat Talebinde Bulunabilir mi?

Aralarında imam nikâhı kıyan eşlerin evlilikleri geçerli olmadığı için boşanmaları da söz konusu olmamaktadır. Dini olarak kıyılan nikâh dini kurallar çerçevesinde bozulabilmektedir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda da kadınlar nafaka, tazminat ya da mal paylaşımı gibi hakların hiçbirine sahip olmazlar.

Tek bir istisna olarak manevi tazminat davaları açılabilir. Bu davalar standart boşanmalardaki gibi aile hukuku kapsamında değil, borçlar hukuku kapsamında değerlendirmeye alınacaktır. Borçlar hukukunda görülen davalar sonrasında nadiren kadınlara manevi tazminat kararı çıkabilir.