Bulgaristan’da doğmuş Türk vatandaşlarının ve onların Türkiye’ye göç etmiş yakınlarının, geçmişte uygulanan zorunlu asimilasyon politikaları nedeniyle isimlerinin değiştirilmiş olması, bugün hem kimlik kayıtlarında hem de uluslararası resmi işlemlerde önemli uyuşmazlıklara yol açmaktadır. Özellikle Bulgaristan doğum belgelerinde yer alan isim ile Türkiye’deki nüfus kayıtlarında bulunan isim arasında fark bulunduğunda, kişiler eğitim, vatandaşlık, emeklilik, miras, çalışma izni ya da pasaport işlemlerinde beklenmedik güçlüklerle karşılaşabilmektedir.
Bulgaristan’daki tarihsel süreç, göç hareketleri ve iki ülkenin farklı alfabe ve kayıt sistemleri kullanması birlikte değerlendirildiğinde, isim uyumsuzluğu çoğu zaman bireylerin hatasından değil, geçmişte yaşanan politik uygulamalardan ve teknik kayıt sorunlarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkların çözümü hem idari hem de yargısal yolların bilinmesini, hem de iki ülkeye ait resmi belgelerin bir arada değerlendirilmesini gerektirir.
Uygulamada bu sorunun giderilmesi için en sık başvurulan araçlardan biri “isim denklik belgesi”dir. Bu belge, kişinin Bulgaristan’daki kimlik veya doğum belgelerinde yer alan isim ile Türk nüfus kayıtlarındaki ismin aynı kişiye ait olduğunu ortaya koymak için düzenlenir ve pek çok resmi işlemde kilit rol oynar.
Bulgaristan Doğumlu Türklerde İsim Uyumsuzluğunun Arka Planı
1980’li yıllarda Bulgaristan’da uygulanan asimilasyon sürecinde çok sayıda Türk’ün isimleri zorla Slav isimlerine çevrilmiştir. Bu süreçte, kişinin aile içinde ve toplumsal çevresinde kullandığı isim ile resmi kayıtlara geçen isim birbirinden ayrılmış, göç sonrasında Türkiye’deki nüfus kayıtlarına aktarılırken de bu farklılıklar derinleşmiştir. Bazı aileler Türkiye’de kendi kültürel kimliklerini yansıtan isimleri tercih etmiş, Bulgaristan kayıtlarında ise asimilasyon döneminde verilen Slav isimler kalmaya devam etmiştir.
Ayrıca Bulgaristan’daki doğum belgeleri ve nüfus kayıtları Kiril alfabesiyle tutulmuş, Türkiye’de ise Latin alfabesi kullanılmaktadır. Kiril alfabesinden Latine transliterasyon yapılırken harf karşılıklarının tam uyuşmaması, telaffuz farkları ve zaman zaman memur hataları nedeniyle, aynı ismin farklı yazılışları ortaya çıkmıştır. Bu teknik farklılıklar, yıllar içerisinde resmi işlemlerde ciddi sorunlara dönüşebilmektedir.
Bu sebeplerle bugün iki ülke arasındaki belgelerde isim uyumsuzluğu sıkça görülür hale gelmiştir. Türkiye’de resmi makamlar, kişinin yabancı ülke belgelerindeki isim ile Türk nüfus kayıtlarındaki ismin aynı kişiye ait olduğunu ispat için çoğu zaman “isim denklik belgesi” talep etmektedir. Aşağıda, bu uyumsuzluğun sebepleri ve çözüm yolları daha ayrıntılı şekilde ele alınmaktadır.
İsim Uyumsuzluğunun Başlıca Sebepleri
Zorunlu İsim Değişikliği Dönemi
Asimilasyon döneminde zorla verilen Slav isimler, kişinin aile içindeki kimliği veya kültürel aidiyetiyle örtüşmemiş, bu nedenle Türkiye’de yapılan nüfus kayıtlarında çoğu zaman kullanılmamıştır. Kişi Bulgaristan’da resmi belgelerde Slav ismiyle görünürken, Türkiye’deki kayıtlarda Türkçe veya geleneksel aile ismi tercih edilmiştir. Sonuçta aynı kişiye ait iki farklı isim, iki farklı resmi sistemde yer almıştır.
Örneğin, Bulgaristan doğum belgesinde Slav bir isimle kayıtlı olan kişi, Türkiye’ye göç ettikten sonra nüfusa Türkçe ismiyle kaydolmuş olabilir. Yıllar sonra bu kişinin diplomasının denkliği, emeklilik işlemleri veya miras süreçleri gündeme geldiğinde, kurumlar bu iki ismin aynı kişiye ait olduğunu gösteren ek bir belge arayabilmektedir. Sorunun kökeni bireyin tercihinden ziyade, geçmişteki zorunlu devlet politikalarıdır.
Transliterasyon ve Yazım Farklılıkları
Bulgaristan’da kullanılan Kiril alfabesinden Latin alfabesine yapılan çevirilerde çeşitli uyumsuzluklar ortaya çıkabilmektedir. Bu uyumsuzlukları doğuran başlıca faktörler şunlardır:
- Harf karşılıklarının birebir olmaması,
- Yabancı dil telaffuzunun etkisi,
- Kayıt memurlarının yaptığı yazım hataları,
- Aynı ismin farklı yıllarda farklı şekillerde çevrilmesi.
Bu durum, özellikle ikinci veya üçüncü kuşak göçmenlerde daha görünür hâle gelir. Bazı aile üyelerinin Bulgaristan doğum belgelerinde soyadı bir yazımla yer alırken, diğer kardeş veya kuzenlerde harf atlamaları veya fazladan harfler görülebilir. Kurumlar, bu tür küçük gibi görünen farkları bazen ciddi bir uyuşmazlık olarak değerlendirebilmekte; bu da başvuru sahiplerinin sürecini uzatmaktadır.
Türkiye’de Sonradan Yapılan İsim Değişiklikleri
Bazı bireyler, Türkiye’ye yerleştikten sonra kendi isimlerini mahkeme kararıyla değiştirmeyi tercih etmiştir. Örneğin, Bulgaristan kaydında yer alan isimden tamamen farklı, yeni bir isimle Türkiye’de hayatına devam etme kararı alınmış olabilir. Bu durumda kişi aynı anda üç ayrı isimle karşı karşıya kalabilmektedir:
- Bulgaristan’daki eski resmi isim,
- Türkiye’ye ilk geldiğinde kaydedilen isim,
- Mahkeme kararıyla sonradan alınan yeni isim.
Böyle bir tabloda, hangi belgenin hangi isimle düzenlendiğini takip etmek güçleşir. Özellikle yıllar önce alınmış diplomalar, sigorta kayıtları veya çalışma izinleri eski isimle düzenlenmişse, bugünkü kimlik bilgileriyle bağlantıyı kurmak için ilave hukuki işlemler gerekebilir.
Arşiv ve Kayıt Sistemlerindeki Eksiklikler
Hem Bulgaristan hem de Türkiye arşivlerinde bazı ailelerin kayıtları eksik, silik, okunaksız veya yanlış girilmiş olabilir. Özellikle eski tarihli nüfus kayıtları ve göçmen kütüklerinde zaman zaman teknik sorunlar, okunamayan belgeler veya sistem geçişlerinde yaşanan veri kayıpları gündeme gelebilmektedir. Bu durumda, isim farkının kaynağı bazen hiç ortaya konulamamakta ve kişilerin ek deliller sunması zorunlu hâle gelmektedir.
Tüm bu sebepler birlikte değerlendirildiğinde, isim uyuşmazlığının kişisel bir kusur ya da ihmal sonucu değil, çoğu zaman tarihsel, politik ve teknik süreçlerin bir sonucu olduğu görülmektedir. Bu nedenle, çözüm arayışında da idari makamlar ve mahkemeler önünde bu tarihsel arka planın doğru şekilde anlatılması önem taşır.
İsim Denklik Belgesinin Hukuki Niteliği ve Fonksiyonu
İsim denklik belgesi, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından verilen ve kişinin yabancı ülke belgelerindeki isim ile Türk nüfus kayıtlarındaki ismin aynı kişiye ait olduğunu gösteren idari nitelikte bir belgedir. Temel amacı, iki farklı isimle düzenlenmiş resmi belgeler arasındaki bağı kurmak ve kamu kurumlarının kimlik tespitini kolaylaştırmaktır.
Bu belge, özellikle aşağıdaki işlemlerde yaygın biçimde talep edilmektedir:
- Yabancı ülkelerde alınan diplomaların YÖK tarafından denkliğinin yapılması,
- Türk veya yabancı pasaport başvuruları,
- Vatandaşlık, mavi kart ve soy bağı incelemeleri,
- Yurt içi ve yurt dışı sigorta ve emeklilik işlemleri,
- Çalışma izinleri ve oturum izinleri,
- Miras ve aile hukuku işlemleri (veraset ilamı, evlilik vb.),
- Mahkemelerde kimlik doğruluğunun ispatı.
Belge her ne kadar idari nitelikte olsa da, pratikte kişinin kimliğini ispatta ciddi bir ağırlığa sahiptir. Özellikle farklı yıllarda, farklı ülkelerde düzenlenmiş resmi belgelerin birbirleriyle kıyaslandığı dosyalarda, isim denklik belgesi çoğu zaman süreci hızlandıran ve tereddütleri azaltan bir araç hâline gelmektedir.
İsim Denklik Belgesinin Hukuki Sınırları
İsim denklik belgesi, sağladığı faydaya rağmen tek başına her sorunu çözen bir araç değildir. Hukuki sınırları şu şekilde özetlenebilir:
- Bir mahkeme kararı niteliği taşımaz,
- Nüfus kaydını doğrudan değiştirmez,
- Yeni kimlik belgesi yerine geçmez.
Bununla birlikte, idari işlemlerde ve birçok yargısal süreçte ciddi ispat gücüne sahiptir. Kurumlar, denklik belgesini genellikle güçlü bir karine olarak kabul etmekte, ancak bunun yanında başka belgeler ve kayıtlar da değerlendirmeye alınmaktadır. Bu nedenle, isim denklik belgesi talep edilmeden önce dosyanın tüm yönleriyle analiz edilmesi ve gerekirse ilave delillerin de hazırlanması isabetli olur.
İsim Denklik Belgesi Başvuru Süreci
Yetkili Makamlar
İsim denklik belgesi için başvuru yapılabilecek temel makamlar şunlardır:
- Türkiye’de ikamet edenler için ilgili İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü,
- Yurtdışında yaşayanlar için ise T.C. büyükelçilikleri ve başkonsoloslukları.
Başvuru sırasında, Bulgaristan doğum belgesinin yeminli tercümesi ve apostilli hâli genellikle zorunlu belgeler arasında yer alır. Bunun yanında, kişinin elinde bulunan eski pasaportlar, ikamet belgeleri, eğitim sertifikaları ve diğer resmi kayıtlar da dosyaya eklenerek ispat gücü güçlendirilebilir.
Belgelerin İncelenmesi ve Değerlendirme Kriterleri
İdare, iki isim arasındaki bağlantıyı değerlendirirken yalnızca isim benzerliğine bakmakla yetinmez; kimliği ortaya koyan diğer verileri de karşılaştırır. Uygulamada dikkate alınan başlıca unsurlar şunlardır:
- Doğum tarihi ve doğum yeri bilgileri,
- Anne ve baba adlarının uyumu,
- Göçmen kayıtları ve arşiv belgeleri,
- Eski ve yeni pasaport kayıtları,
- Bulgaristan’dan getirilen resmi belgeler,
- Varsa daha önceki mahkeme kararları veya idari kararlar.
İdare, sunulan tüm belgeleri birlikte değerlendirir ve kişiyle ilgili farklı isimlerin aynı kişiye ait olduğu kanaatine varırsa isim denklik belgesini düzenler. Bazı dosyalarda, kurumun tereddütlerini gidermek için ek belge istenmesi veya başvuru sahibinin yeniden beyan vermesi de söz konusu olabilir.
İdari Ret Kararı Sonrasında Başvurulabilecek Hukuki Yollar
Bazı durumlarda idare, isim benzerliği konusundaki tereddütler veya bilgilerin yetersizliği nedeniyle isim denklik belgesini vermeyi reddedebilir. Ret kararı, kimi zaman açık bir yazıyla bildirildiği gibi, kimi zaman da uzun süre cevap verilmemesi şeklinde ortaya çıkabilir. Her iki durumda da başvuru sahibi için idari ve yargısal başvuru yolları gündeme gelir.
İdari İtiraz
İlk aşamada, aynı idareye yazılı itiraz yapılması mümkündür. İtiraz dilekçesinde:
- Başvurunun konusu açıkça özetlenmeli,
- Ret gerekçeleriyle ilgili hukuki ve fiilî açıklamalar yapılmalı,
- Varsa eksik görülen belgeler tamamlanmalı,
- Ek deliller eklenerek kimlik bağlantısı daha net ortaya konulmalıdır.
Bu aşamada yapılacak güçlü bir itiraz, çoğu dosyada mahkemeye gitmeye gerek kalmadan sürecin düzelmesini sağlayabilir. Özellikle arşiv kayıtlarının henüz tam toplanmadığı dosyalarda, itiraz süreci eksikliklerin giderilmesi için bir fırsat olarak görülebilir.
İdare Mahkemesinde İptal Davası
İtiraz reddedilirse veya 30 gün içinde yanıt verilmezse, başvuru sahibi idare mahkemesinde iptal davası açma yoluna gidebilir. Bu davada amaç, idarenin ret kararının veya zımni ret durumunun hukuka aykırılığını ortaya koymaktır.
İdare mahkemesinde açılacak davada dikkat edilmesi gereken başlıca hususlar şunlardır:
- Başvuru ve ret sürecine ilişkin tüm yazışmaların dosyaya eklenmesi,
- Bulgaristan ve Türkiye kayıtlarının bir arada ve sistematik biçimde sunulması,
- Gerekirse uzman görüşü veya ek belgeyle kimlik bağının desteklenmesi,
- Sürelerin titizlikle takip edilmesi.
Mahkeme, idarenin ret gerekçelerini ve dosyada yer alan tüm delilleri değerlendirerek, işlemin hukuka uygun olup olmadığını denetler. İptal kararı verilmesi hâlinde, idarenin yeniden işlem tesis etmesi ve denklik belgesini düzenlemesi beklenir.
Asliye Hukuk Mahkemesinde İsim Düzeltme (Tashih) Davası
Bazı durumlarda isim farkı o kadar büyüktür ki, yalnızca isim denklik belgesi düzenlenmesi sorunu çözmeye yetmez. İsimler arasında hiçbir benzerlik olmayabilir veya kişi Türkiye’de tamamen farklı bir isimle tanınmayı tercih etmiştir. Bu tür dosyalarda, Asliye Hukuk Mahkemesinde isim düzeltme davası açılması gündeme gelir.
Hangi Durumlarda Dava Açmak Gerekebilir?
Özellikle şu hallerde isim tashihi davası açılması gerekebilir:
- Bulgaristan’daki isim, Türkiye’de kullanılan isimle tamamen farklıysa,
- Türkiye’deki isim sonradan değiştirilmiş ve bu durum belgeler arasında kopukluğa yol açmışsa,
- Asimilasyon döneminde verilen Slav isim hâlâ bazı belgelerde yer alıyor ve resmi işlemleri zorlaştırıyorsa.
Bu davanın amacı, kişinin hukuki ve fiilî kimliği arasındaki uyumu sağlamak; nüfus kaydını gerçeğe uygun hâle getirmektir. Dava sonunda nüfus kaydı düzeltildiğinde, ilerleyen süreçte isim denklik belgesi alınması ve diğer resmi işlemlerin yürütülmesi de çok daha kolaylaşır.
Dava Sürecinin Özellikleri
Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen isim tashih davalarında mahkeme, kişinin hangi isimle tanındığını ve hangi ismin gerçeği yansıttığını araştırır. Bu çerçevede:
- Tanıklar dinlenebilir; aile fertleri, yakın çevre veya iş arkadaşları kişinin hangi isimle bilindiğini anlatabilir,
- Bulgaristan’dan getirilen doğum belgeleri, nüfus kayıtları, okul ve iş evrakları delil olarak sunulabilir,
- Göçmen bürolarındaki kayıtlar, eski kimlik ve pasaport örnekleri dosyaya eklenebilir,
- Gerektiğinde ilgili kurumlardan resen bilgi ve belge istenebilir.
Mahkeme, tüm bu delilleri değerlendirdikten sonra nüfus kaydında gerekli gördüğü değişiklikleri yapar. Nüfus kaydı gerçeğe uygun hâle geldiğinde, kişinin ileride yapacağı vatandaşlık, emeklilik, miras veya eğitim başvurularında isim farkından doğan sorunlar önemli ölçüde azalır.
Genel Değerlendirme ve Uygulamada Dikkat Edilecek Noktalar
Bulgaristan doğumlu Türklerde isim uyumsuzluğu, çoğu zaman bireysel bir tercih veya ihmalin sonucu değil; dönemin politik koşulları, zorunlu isim değişikliği uygulamaları ve teknik kayıt sorunlarının bir bileşimi olarak karşımıza çıkar. Buna rağmen, günümüzde doğru hukuki yollar izlenerek bu sorunların büyük bölümü giderilebilmektedir.
Uyuşmazlık sınırlı ise, yani isimler arasında belirli bir benzerlik bulunuyor ve diğer kimlik bilgileri de uyum gösteriyorsa, idari başvuru yoluyla isim denklik belgesi alınması çoğu zaman yeterli olur. Daha ciddi farkların bulunduğu dosyalarda ise, idari başvuruya ek olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde isim tashih davası açılması gerekebilir. Bazı durumlarda önce mahkeme kararıyla nüfus kaydının düzeltilmesi, ardından denklik belgesi başvurusu yapılması süreci daha sağlıklı hâle getirir.
Başvuru türünün yanlış seçilmesi, eksik veya hatalı tercümeler, arşiv kayıtlarının tam toplanmaması, yanlış mahkemede dava açılması veya sürelerin kaçırılması gibi hatalar sürecin aylarca, hatta yıllarca uzamasına neden olabilir. Bu nedenle, yalnızca isim farkına bakmak yerine, kişinin göç geçmişi, aile kayıtları, eğitim ve çalışma hayatı gibi tüm unsurların birlikte değerlendirilmesi önem taşır.
Uzman Desteği Almanın Önemi
Bulgaristan doğumlu kişilerde görülen isim uyumsuzluğu dosyaları, hem Türk hem de Bulgar hukuk sistemlerinden gelen kayıtların birlikte incelenmesini gerektirdiği için teknik açıdan karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu dosyalarda aynı anda idare hukuku, kişiler hukuku, uluslararası özel hukuk ve yabancı resmi belgelerin tanınması gibi farklı alanlar bir araya gelir.
Bu nedenle, özellikle:
- İdare hukuku,
- Medeni hukuk ve kişiler hukuku,
- Uluslararası belge ve nüfus kayıt süreçleri,
- İsim tashihi ve denklik işlemleri
konularında deneyimli bir avukatla çalışmak, hem sürecin hızlanması hem de hak kaybının önlenmesi bakımından önemli avantaj sağlar. Dosyanın başında yapılacak doğru planlama, hangi aşamada idari yola, hangi aşamada yargısal yola başvurulacağına ilişkin stratejiyi netleştirir. Böylece başvurular daha sağlam hazırlanır, kurum ve mahkeme nezdinde ortaya çıkabilecek tereddütler en baştan giderilmeye çalışılır.
Her dosyanın kendine özgü olduğunu, aile geçmişi, göç hikâyesi ve kullanılan belgelerin farklı olabileceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle, isim uyumsuzluğu yaşayan kişilerin standart çözümler yerine, kendi durumlarına uygun, kişiye özel hukuki destek almaları çoğu zaman en sağlıklı yoldur.
Av. Gizem Aral Safsöz