
Kefalet sözleşmesi, bir kişinin borçlunun sözleşmeden doğan borcunu alacaklıya karşı üstleneceğini garanti ettiği hukuki bir taahhüttür. Bu sözleşme ile kefil, borçlu edimini yerine getirmezse, alacaklının zararını karşılayacağını yazılı olarak kabul eder.
Kefalet Sisteminin Önemi ve İşleyişi
Özellikle bankalarla yapılan kredi sözleşmeleri veya devlet kurumları ile gerçekleştirilen ekonomik işlemler sırasında kefil talebi gündeme gelir. Borçlu borcunu ödeyeceğini beyan etse de, çoğu zaman alacaklı taraf ilave bir teminat olarak kefil göstermesini ister.
Kefil, borçlunun borcunu zamanında ve eksiksiz ödememesi durumunda alacaklıya karşı borcu ifa etmekle yükümlü hale gelir. Böylece, alacaklının alacağını tahsil etmesi mümkün hale gelir. Bu tür taahhütler, taraflar arasında düzenlenen ve yazılı şekilde yapılan kefalet sözleşmeleri ile gerçekleştirilir.
Kefalet Sözleşmesinin Tarafları Kimlerdir?
Kefalet sözleşmesinde üç temel taraf bulunur:
- Alacaklı: Borcun ifasını talep etme hakkına sahip kişidir. Eğer borçlu borcunu ödemezse, alacaklı bu kez kefile başvurur.
- Asıl Borçlu: Asli sorumluluğu taşıyan kişidir. Borcu üstlenen ve ödeme yükümlülüğü ilk etapta kendisinde olan kişidir.
- Kefil: Asıl borçlu borcunu ifa etmediğinde, alacaklının zararını karşılamayı kabul eden kişidir.
Kefalet sözleşmesi, asıl borçluya haber verilmeden de yapılabilir. Asıl borçlunun rızası sözleşmenin geçerliliği için gerekli değildir.
Kefalet Sözleşmesinin Türleri Nelerdir?
Kefalet sözleşmeleri hukuki niteliğine göre çeşitli türlere ayrılır. Bu ayrım, kefilin sorumluluğunun kapsamı ve niteliği açısından önem taşır:
- Adi Kefalet: Alacaklı, borçlu borcunu ödemediği takdirde ve tahsil edemediğini ispatladıktan sonra kefile başvurabilir.
- Müteselsil Kefalet: Alacaklı doğrudan kefile başvurabilir. Borçludan tahsil edememe şartı aranmaz.
- Birlikte Kefalet: Birden fazla kişi aynı borca birlikte kefil olur ve borcun tamamından müştereken sorumludurlar.
- Kefile Kefalet: Asıl kefile kefil olunur. Bu türde kefilin borcu ödememesi hâlinde devreye girilir.
- Rücua Kefalet: Diğer kefillere karşı sorumluluğu güvence altına alma amacı güder.
- Zarara veya Açığa Kefalet: Belirli bir zararın veya açığın doğması durumunda kefil devreye girer.
Sözleşmelerin düzenlenmesi sırasında hangi kefalet türüne başvurulduğu açıkça belirtilmelidir.
Kefalet Sözleşmesi Şekil Şartına Tabi Midir?
Kefalet sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesi gereğince sıkı şekil şartlarına tabidir. Şekle uyulmadığı takdirde sözleşme geçersiz olur.
Geçerli bir kefalet sözleşmesi için şu unsurlar bulunmalıdır:
- Sözleşme yazılı olarak yapılmalıdır.
- Kefilin sorumlu olduğu azami miktar açıkça yazılmalıdır.
- Kefalet tarihi mutlaka belirtilmelidir.
- Kefilin borcu kabul ettiğine dair el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmalıdır.
Bu şartlar, kefilin iradesinin açıkça ortaya konduğunu gösterir. Taraflar isterse borcun yalnızca belirli bir kısmına ilişkin kefalet de kararlaştırılabilir. Bu durum da açıkça sözleşmede yer almalıdır.
Kefalet Sözleşmesinde Ehliyet Şartı Var Mı?
Kefalet sözleşmesine taraf olacak kişilerin fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Ancak tam ehliyeti olmayan kişilerin sözleşmeye taraf olabilmesi bazı ek koşullara bağlıdır.
Evli kişiler açısından ise Türk Medeni Kanunu’nun 584. maddesi gereği özel bir düzenleme bulunmaktadır. Eşlerden biri diğerinin yazılı rızası olmaksızın kefil olamaz. Aksi halde yapılan kefalet geçersiz sayılır.
Eşin rızası şu şartlarda aranmaz:
- Mahkemece verilen ayrı yaşama kararı varsa,
- Evlilik fiilen sona ermişse ve bu durum mahkemece tespit edilmişse.
Kefalet Sözleşmesi Ne Zaman Sona Erer?
Kefalet sözleşmeleri sınırsız süreyle devam etmez. Bazı durumlarda kendiliğinden ya da tarafların iradesiyle sona erer. Bu haller şunlardır:
- Kefaletin kanunen sona ermesi: Borcun ödenmesi, borcun sona ermesi veya alacaklının feragati ile sözleşme kendiliğinden ortadan kalkar.
- Kefaletten dönme: Bazı özel şartlar altında kefilin sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır.
- Süreli veya süresiz kefaletin sona erme nedenleri: Süreli kefalette sürenin sona ermesi, süresiz kefalette ise makul süre dolunca sona erme mümkündür.
- Çalışanlara kefaletin sona ermesi: İş ilişkisine bağlı olarak yapılan kefalet sözleşmeleri, iş akdinin sona ermesi ile birlikte geçersiz hale gelir.
Kefalet sözleşmeleri, hem alacaklının güvenliğini sağlayan hem de kefil açısından ciddi sonuçlar doğuran önemli hukuki belgelerdir. Bu nedenle, tarafların sözleşmeyi imzalamadan önce yükümlülüklerini tam anlamıyla anlaması gerekir. Sözleşmenin şekil şartlarına uygun olması, tarafların hak ve borçlarını netleştirerek ileride çıkabilecek uyuşmazlıkların önüne geçer.